Koçluk Nedir?

Koçluk, bireye ayna tutan, hedeflerine ulaşabilmesi için bireyin potansiyelini ortaya çıkaran,  yeni bakış açıları sayesinde hedefe odaklanmayı sağlayan bir gelişim sürecidir. Koçluk kurumsal veya bireysel olabileceği gibi, bir soruna yönelik de olabilir, kişisel gelişime bir hedefe yönelik de.

Koçsa, sizi dinleyen, size ne yapacağınız söylemeden, doğru ve güçlü sorular aracılığıyla “AHA” anı da denilen anı yaşamanızı sağlayan kişidir. Yani koç, kişinin A noktasından B noktasına ulaşmasına destek olan kişidir.

Koçlukta hedef her ne olursa olsun temel prensip herkesin yeterli ve değerli olması prensibidir. Koçluk, herkesi yeterli ve değerli kabul eder ve işe bireyin bulunduğu noktadan başlar. Bu yüzden önce bulunulan nokta tespit edilir ve kişinin ihtiyacı ya da hedefi belirlenir.

Bunu yaparken de kişiye doğru soruları sorar. Koçlukta buna güçlü soru diyoruz. Birçoğumuz biliriz. Sokrates öğrencileriyle yürüyüş esnasında sohbet ederken onlara sorular sorarak gerçeği bulmalarını sağlardı. Hatta doğurtmak deyimini kullanırdı. Aslında koçluk da bir çeşit doğurtma işi gibidir. Sokrates’in yöntemi gibi de diyebiliriz. Güçlü sorular aracılığıyla AHA anını yaşatma yani farkındalığını artırma sürecidir.

Günümüzde insanların çoğu hayat kalitelerini artırmalarının kendilerine yatırım yapmaktan geçtiğinin bilincine varmış durumda. Çünkü hayallerimize, hedeflerimize veya planlarımıza ulaşabilmek, değişim, dönüşüm veya gelişim gerektirebiliyor. Zaman zaman hepimiz çeşitli sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Çözüm gözümüzün önünde olsa da çözümü göremeyebiliyor ya da yakaladığımız fırsatları başarıya dönüştürmek, belirlediğimiz hedefe veya hedeflere bir an önce ulaşmak isteyebiliyoruz. Bazen de sadece kişisel gelişimimiz için çabalamak, kendimizi revize etmek ihtiyacı duyabiliyoruz.

Daha başarılı veya daha mutlu bir birey, daha huzurlu, daha kaliteli bir yaşam, daha iyi bir konuşmacı olmak ya da sadece gerçek bir hanımefendi / beyefendi olmak… Ulaşmak istediğimiz şey her ne ise işte tam bu noktada koçluk devreye giriyor.

Sosyal varlıklarız ve hayat hepimiz için oldukça zorlayıcı. Her şey hızla değişmeye ve gelişmeye devam ediyor ve bizi de aynı şeyi yapmaya zorluyor. Gelişmeye, değişmeye, öğrenmeye, mücadeleye mecbur bırakıyor. Çünkü yaşam bunu gerektiriyor.

Hayatta amacımızı bulmak çok önemlidir. O amaç için, hayatımızı istediğimiz biçime dönüştürmek için mücadele etmek çok değerlidir. Bizi amacımıza ulaştıracak olan yaşamımızın anahtarı elimizdedir ve anahtarı kullanmak da kullanmamak da bize bağlıdır. Anahtarı kullanmaya karar verip kapıyı açtığımızda açılan kapının bize getirdiği yolda yürümek zor olabilir. Kapının ardında karşılaşacağımız şeyden korkabiliriz, yüzleşmek istemeyebiliriz, konfor alanımızdan çıkmak istemeyebiliriz, yol bize karanlık gelebilir ya da yürümek zor olabilir.

Ama zaten hiç kimse bu serüvenin kolay olacağını söyleyemez. Elbette zor olacak. Ancak bir filozofun söylediği gibi “ Zor olanla güzel olan arasında esrarengiz bir bağ vardır.” Sizce de güzel olan her şey için çabalamaya, zorluklara rağmen mücadele etmeye, emek harcamaya, gerekiyorsa destek almaya ve amacımızı gerçekleştirmeye değmez mi?

Suzan Yavuz

Leave a comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Suzan Yavuz Akademi