Günümüzde insanların çoğu hayat kalitelerini artırmalarının kendilerine yatırım yapmaktan, faydalı tecrübeler elde etmekten geçtiğinin bilincine varmış durumda.
Yakaladığımız fırsatları başarıya dönüştürmek, kişisel gelişimimiz için çabalamak, kendimizi revize etmek, belirlediğimiz hedefe bir an önce ulaşmak, daha başarılı veya daha mutlu bir birey, daha huzurlu, daha kaliteli bir yaşam, daha iyi bir konuşmacı, ya da sadece gerçek bir hanımefendi / beyefendi olmak.
Sonuçta gerekçemiz ne olursa olsun ortaya koyduğumuz her çabanın kişisel gelişimimize katkıda bulunduğu bir gerçektir. Ancak bu süreç o kadar da kolay değildir.
Sosyal varlıklarız ve hayat hepimiz için zaten oldukça zorlayıcı. Bizi gelişmeye, değişmeye, öğrenmeye, mücadeleye mecbur bıraktığı gibi hiçbir şeyi altın tepside sunmuyor. Zaman zaman çeşitli sıkıntılarla yüzleştiriyor. Çözüm gözümüzün önünde, anahtar elimizde olsa da göremeyebiliyoruz, yorulabiliyor, yarı yolda bırakabiliyor, engeller karşısında pes edebiliyoruz. Ya da sorumluluk almak ağır gelebiliyor. Emek vermek, çabalamak, bizi zorlayabiliyor.
Aslında çözümlerin ve yaşamımızın anahtarının elimizde, kullanmanın da bize bağlı olduğunu baştan bilmek gerekiyor. Buna inanmak gerekiyor.
Anahtarı kullanmaya karar verip kapıyı açtığımızda açılan kapının bize getirdiği yolda yürümek zor olsa da, kapının ardında karşılaşacağımız şeyden korksak da, yüzleşmek, konfor alanımızdan çıkmak istemesek de, yol bize karanlık gelse de önce kendimize inanmak ve karanlığa rağmen yürümeye devam etmek şart. Emek vermek şart. Yoksa dönüşüm, gelişim, kazanım olmuyor. Bu kendimize yaptığımız yatırım da olsa aynı, maddi yatırımlar olsa da aynı. Değişen şey karşılaştığımız zorluklar karşısındaki tavrımız; yani bir filozofun söylediği gibi, korkuya rağmen cesur olabilmek, eline korkunu da alıp yürüyebilmek.
Zaten gelişim acı ve zorluklarla olmasaydı herkes başarırdı. Önemli olan acıya rağmen, zorluğa rağmen devam edebilmek. Elbette zor olacak, hele emek vermeden güzel bir yemek bile yapamazken ve bir insanın değişiminden daha zor bir şey yokken. Filozof JAL’in söylediği gibi “ Zor olanla güzel olan arasında esrarengiz bir bağ var.”ken.
Herkese gelişim yolunda cesaret ve yollarını aydınlatacak ışık dileklerimle,
Sevgiyle Kalın
Suzan YAVUZ