Hanımefendi Kimliğine Felsefi Bir Bakış

Hanımefendi, güzellik, zarafet ve çalışmanın ilham vericisidir. Ahlaklı ve güzel bir ruhun, bedende estetik ve zarafet olarak göründüğü ideal kadındır. Sempatiklik, dürüstlük, masumiyet, şefkat, ölçülülük ve tatlılık niteliklerine sahip, sevginin temsilcisidir. Kalp ile ruh ile sevendir. Bilgeliği hayata, enerjisini aşka dönüştürendir.

Sadece bedenin estetik görünümüne, fiziksel zarafetine değil, aynı zamanda ruhun faziletli görünümüne ve zarafetine de önem verendir. Tavır ve davranışlarında da bu zarafetini yansıtan, etkin bir hoşgörüyle, işe sıkıntısını değil ruhunu, canlılığını ve neşesini koyandır. Ancak sahip olduğu bu neşe saflığın, aşkın, yaşamın, tanrısallığın neşeliliğidir.

Hayatı tüm güzelliğiyle yaşamaya atılandır. Daima pozitif bir bakış açısına sahip olduğundan içten ve zamanında yapılan bir gülümseyişle en gergin anları bile yararlı sonuçlara dönüştürebilendir.

Başkaları için de faydalı ve iyi olmanın önemini bilen, kendini eğitimle ilgili işlere adayan, yardımsever kişiliğiyle, şefkat ve anlayışıyla yaşlılar, çocuklar ve hayvanlara karşı merhamet gösterendir. Alkış veya ödül beklemeksizin güzellikler yaşatmak ve vermekte cömert olandır ve bu cömertliği, bilinçli ve dengelidir.

Ağzından çıkan her şeyin doğru ve faydalı olmasına dikkat eden, birlikte yaşamanın en temel kurallarından birinin nezaket olduğunu bilen, aceleciliğin nezaketi unutturduğunun farkında olarak aceleci olmayan,  eylemlerine irade koyan, dolayısıyla her kelime ve davranışı sükûnet, sevgi, nezaket ve alçakgönüllülük özelliklerini taşıyandır. Zihnini de ruhunu da kirletmemek için her konuda seçici olmaya özen gösterendir.

Düşünceleri, sözleri, bedeni ve eserleri saflığı, tarafsızlığı, temizliği ve dürüstlüğü; geleceğe bakışı ise insanlığa hizmeti yansıtandır. Sanat ve kültürle ruhunu, zihnini ve kalbini besleyerek kendini ve dünyayı güzelleştirmek için klasik biçimde dansı, şiiri, müziği seven ve uygulayandır.

Peki bu hanımefendi kim midir? O, özünde hanımefendilik kıvılcımı barındıran, simya ile ruhundaki bu kıvılcımı hanımefendilik ateşine dönüştüren, ruhun mayasını kendi hamuruyla yoğuran, çabayla yoğurduğu bu hamuru yaktığı ateşinde pişirendir. Yani gerçek hanımefendiye dönüşmek amacıyla emekle kendini soylulaştırandır. Çağımızın filozoflarından JAL’in dediği gibi “kadife eldiven içindeki çelik el gibi güçlü” kadındır.

Leave a comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Suzan Yavuz Akademi